Gezgin arkadaşlara merhaba - HİNDİSTAN

 

Merhaba arkadaşlar sizlere Hindistanda
gezip gördüklerimi anlatmaya çalışacağım.
Benimle, gezgincc@hotmail.com mail adresinden iletişim kurabilirsiniz

 

 

Bu yazımda Jaipur, Amristar, Varanasi, Yeni Dehli, kalküta şehirleri resim ve yazıyla anlatılmıştır.  

 


    

 

 


 Amristarda trafik ve caddeler

Bundan sonra yolculuk Kuzeye Amritsara doğru oldu.Hindistan’da ulaşım ağırlıklı olarak trenlerle sağlanıyor.Karayoluyla ulaşım pek yaygın değil.Amritsarın özelliği sihlerin merkezi olması.Golden Tempıl denilen Altın tapınak Sihlerin kutsal hac yeri.Şehir 1577 yılında kurulmuş Amristar ismi de Altın Tapınağı çevreleyen gölden geliyor.

 

Golden Tempıl

 

Bu göl “hayat havuzu” anlamına gelen, Amristar olarak anılıyor ve şehre adını vermiş.Görülmesi gereken otantik harika bir yer.Altın tapınağın çatısı 100 kilo altın varakla kaplanmış.Burada sürekli müzik eşliğinde kutsal Sih kitabı okunuyor ve Sihler tarafından ziyaret edilip hacı olunuluyor.


Golden Tempılın önünde adamlar başımıza

geçirdiler  zorla bu turuncu şeyi  

Her yerde  yogun ilgisi beni zor durumda bıraktı

Başındaki o turunu başlık ne ?,derseniz buraya girebilmeniz için başınızda ya sih sarığı olması lazım yada böyle bir başlık atmanız.Bizde bu otantik mekanı görme uğruna napalım taktık tabi.Gölün ortasındaki üç katlı adacık Hacı olunan yer.

 

Amristarda Hindu  tapınagı

 

 

Altın tapınagın önü ve Fil taşımacılığı

 

sih bir arkadaşla

 

 

 

 

 

Hindu tapınagı hinduzimin bu insanların yaşamında yeri büyük

 Bundan sonra yolculuk başkent Yeni Delhi’ye.Gecenin 12.30 da Yeni Delhi’ye varıyorum.Hinduların yarın Kirişna bayramı olduğu için otellerde de yer yokmuş.Gece yarısı 1.30 kadar sokaklarda Rikşayla Otel bulmak için dolaşırken Hindistan’ın gerçek yüzünü de görme imkanı oluyor.Bazıları turlarla gezmeyi sever çok yıldızlı otellerde konaklama, klimalı arabalarla dolaşmaktan yanadır.Bense halkla ve gerçek hayatla içi içe maceralı olanın daha güzel olduğunu düşünüyorum.Turla gezsem bunları göremezdim.Sokaklarda diz boyu sefalet.


Hindu tanrıları


Bir sokağa giriyorsun 10 kişi kaldırımlarda yatıyor, başka bir sokağa giriyorsun 20 kişi yerde uyuyor.Tabi insan merak ediyor bunların kalacak yeri yok mu?.Fakat görebildiğim kadarıyla amaçsız yaşamak ve hayata karşı umursamasız olmak Hindu halkın yaşam felsefesi olmuş durumda.Her şey Hindu inanışına göre bundan sonra yaşanacak güzel hayata ertelenmiş.Vajeteryanlık olayı çok yaygın, et çok az tüketiliyor.
  

 

 

 

 

 

Beni yemeğe davet ettiler bende kıramadım tabi,

karnımda o biçim aç, biraz nameden, yok moktan sonra

yemeklere gömüldüm tabi , gezince insan acıkıyor ne de olsa..

 

Vücudun ihtiyacı olan doğal proteinler alınmayınca bu insanların IQ de düşük oluyor.Birde sürekli kendi ırklarından olanlara evlilik bağı kurduklarından zeka seviyeli aşağılarda bir yerlerde takılmış kalmış.Hintli halkı senelerce, önce Müslüman Türk-Moğollar, sonra İngilizler yönetmiş.Ancak son yüzyılda bağımsızlıklarına kavuşabilmişler.

 

Her taraf görekmli Hindu tapınaklarıyla dolu

New Delhi, Hindistan’ın başkenti ve üçüncü büyük şehri. Burası aslında Old - Delhi (Delhi) ve New - Delhi olarak iki parçadan oluşuyor. Old Delhi, 12. ve 19. yüzyıllarda Hindistan’da Müslümanların hakim olduğu dönemde devlet merkeziymiş. Old - Delhi’de bu döneme ait pek çok cami, medrese, kale ve anıtsal yapı bulunmaktadır. New - Delhi ise 1911 yılında İngiliz’ler tarafından inşa edilmiş..

Uzunca bir aramadan sonra bir otelde yer buluyoruz.Hindistan’da hayat ucuz, fakat en ucuz sektör taşımacılık.Ertesi gün bir rikşayla şehri dolaştırma konusunda anlaşıyorum. 12 dolara sabahtan akşama kadar üç tekerlekli motor tipi aracıyla şehri dolaştırıyor.Tabi bunlarında yan gelir olarak, turistlere satış yapan yerlerden aldıkları komisyonlar var.Size sık sık şunu söylüyorlar, “sizi şurada bir satış merkezine götürmek istiyorum , yalnız bakınız !!, almanız şart değil”.Tabi kabul ediyorsunuz.


Turistlere yönelik otantik eşyalar satılan galeri

Yanınızda bayan yoksa bu tip yerlere girmenizde problem yok.Fakat yanında bir bayanla gidenleri uyarmak istiyorum, aman bu tip yerlere girmeyin.Çünkü sizi oraya getirenler “sadece görün almanız şart değil “derken, gayet iyi biliyorlar ki bir bayan geldi mi mutlaka oltaya takılacak !! ve bir şeyler alacak.Fiyatının ucuz pahalıda olması önemli değil, bir bayanın beğenmiş olması önemli.Fiyatlarda normalin 3-4 katı ama bana bir şey satamadılar tabi.Hindistan’da bir malın Turist fiyatıyla, İndian fiyatı çok farklı.

yanınızda bayan varsa alışverişte aman dikkat !!!

çok kötü kazıklanabilirsiniz


Yeni Dehli başkent olmasına rağmen görüntü bozuk.Toplu taşmacılık gelişmemiş tekli taşımacılık trafiği içinden çıkılmaz duruma getiriyor sokalar olabildiğince pis ve bakımsız.Rikaşyala şehir turuna devam ediyoruz.



Cuma camii

Burasıda müslümanların telli baba gibi adak yeri,

özellikle evde kalmış kızlar çok ziyaret ediyor..!!


Eski dehlideki Cuma Camisi ,(Jama Masjid ). Jain Tapınağı ve Kuş Hastanesi ,Ret Fort, Divan-ı Aam, Kraliyet Hamamı, Moti Mescidi, Rang Mahal, Mümtaz Mahal, uzay gözlem üssü Jantar Mantar, Raj Ghat (kapısı), İndira Gandi Müzesi, cumhurbaşkanın evi Rashtrapati Bhavan, Ulusal Müze, Nehru Müzesi, Kutub Minaresi, Bahai Tapınağı (Lotus Temple) görülmeye değer yerler arasında.Hindistan Hindu, Sih, Müslüman, Bahai ve Hıristiyan inançlarının yaşadığı bir coğrafya ve en görkemli Bahai tapınaklarından Lotus mescidi Yeni Dehli’de.Bahailer Lotus çiçeğine kutsallık atfetmiş ve bu ilginç mimarili yapıya onun adını vermişler.

 


Hindliler çok hayvansever millet  
Bahai lotus tapınağı
 
moti mesciti
Bizler her ne kadar iş hayatında sektör üretmekle başarılı bir millet olsak da sanırım bu konuda Hindililerden geriyiz.Burada akla hayale gelemeyecek sektörler üretilmiş.Mesela günlük 2.el gazete sektörü.Bu şekilde bir gazete satıcısı yanıma geldi, biraz konuştuk Türkiye’den olduğumu anlayınca, Türkiye’deki tanınmış günlük gazeteleri adlarıyla saydı.Konusunda tam uzman.


Serinletme sektörü, adam tuturdu seni serinletecem

diye yelpazeyi sallıyor, istemiyorum dediysemde nafile,

  sonra bahşişide kaptı tabi.

Enteresan sektörlerden biride sıcak havada sizi serinletme sektörü.Resimde bu sahada mesleğini icra eden bir arkadaş görüyorsunuz, ufak bir ücret karşılığında sizi yelpazesiyle serinletiyor.Daha sonra Agraya doğru yola çıkıyorum.

 

 

 

 

Meşhurr Tac mahal valla sonunda görmek nasib oldu  hep duyardım methini, gerçekten söylendiği kadar var. 

Tabi ben Agra deyince bu şehrin ismi kimseye bir şey ifade etmeyecek.Fakat oradaki bir eserin adını söyledim mi sanırım herkes tanıyacak.Bir mimari ve insanlık şaheseri olan Tac Mahal, Hindistan Türk İmparatorluğu'nun Timuroğulları hanedanının 5. hükümdarı Şah Cihan (1593-1666) tarafından, o zamanki imparatorluğun başkenti olan Hindistan'ın Agra şehrinde, Jumna Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır.  

Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen bu türbe, Şah Cihan'ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Ercümend Banu'nun (Mümtaz Banu) ölümü üzerine, onun hatırasına yaptırılmıştır.


Tac mahal  bir mimari şahaseri

Genelde saray olarak bilinen bu anıt aslında bir anıt mezar. En önemlisi Şah Cihan’ın karısına olan aşkını dile getirmek için yaptırdığı sözü, bir rivayet. İşin aslı ölüm döşeğinde olan Begüm eşi Şah Cihan’dan üç şey ister. Öncelikle tekrar evlenmemesini, sonra da çocuklarına hem annelik hem de babalık yapmasını... Begüm en son olarak da hem aşklarını tarihe geçirecek, hem de kocasına kendisini hatırlatacak bir anıt yapmasını ister. Yani bu meşhur anıt sipariş üzerine yapılıyor.Agra şehrinin her sokağı bir müze gibi.Agra kalesi, Tac Mahale yakın görülmesi gereken bir yapıt.

 

Şah cihanın son günlerini hapis olarak geçirdiği Agra kalesi,

hapse atanda çocukları, ne nankör adamlar bunlar ya !!.

 

 

 

Turistler hayran hayran geziyor , Tac mahalin ön bahçesi

 



Fetihpur Cuma mescidi

Agra 40 km mesafedki Hayalet şehir Fetihpur.Bu şehir 1570 - 1586 yılları arasında imparator Ekber zamanında Moğol hükümdarlığının başkentiymiş.

 

 

 

Daha sonra su kaynakları tükenince terk edilmiş. Günümüzde burası mükemmel biçimde korunmuş bir hayalet şehir olarak geçiyor ve Türk-islam mimarisinden değişik eserler bulmak mümkün.

 

 

hayalet şehir İn cin top oynuyor valla, aman çarpılmayalım !!

Burada da bir zamanlar insnalar yaşamış ,

bir medeniyet kurmuş ama şimdi sesiz !!, hayat bu... !

 

 

 

 



Ganjda banyo, çamurlu sularda yıkanıyorlar

 bu adamlar salakmı ne ya !!. 

Ganj nehrinin kıyısına yerleşmiş, Hindistan’ın en kutsal yerlerinden biri olan “Şiva’nın şehri” Varanasi. Hindu hacıları buraya günahlarından arınmak için gelirler. Ayrıca Hindistan’ın başka yerlerinde ölen kişiler ,eğer imkanları varsa, buraya getirilir, burada törenle yakılır ve külleri Ganj nehrine atılır. Böylece ruhlarının kurtuluşa ereceğine inanırlar. Ayrıca bir Hindu için Varanasi’de ölmek, ruhun tekrar tekrar dünyaya gelmesinden kurtulmasını sağlayan moksha’ya ulaşmasını sağlar.Varanasi 2 bin yıllık geçmişi olan ve içinde halen yaşanan dünyanın en eski yerleşim merkezidir.


Eski şehrin birbirine yapışık gibi yapılmış evleri arasında daracık yollar kalmıştır ki bunlara sokak bile denemez. Otomobilin girmesi imkansız olan bu labirent gibi yollarda iki kişi yan yana yürüyemez. Hemen hepsi banyo ve ibadet için kullanılan Ghatlardan (nehir kenarındaki kapılardan ) bazıları ölülerin yakılması için ayrılmıştır yoldan geçen ölülerin yakıldığı odun yığınlarıyla karşılaşırsınız.


ölülerin yakıldığı gat

Zengin olanlar Tören eşliğinde ölülerin küllerini ganj nehrine serptirirler.Böyle bir törenin maliyeti 100 Dolar civarındaymış.İlgimi çeken bir olayda ölülerin elektrikli yakıldığı Moratoryum oldu.Gayet temiz bir şekilde bu yakma işi hallediliyor.Sordum “burada zenginler mi yakılıyor ?”.Cevap ilginçti “hayır odun alacak kadar parası olmayan fakir insanların cenazeleri yakılıyor”.Burada odunla yakılmak bir prestij meselesi.Fakat yinede bir ölünün bu şekilde ulu orta yakılmasını, ölüye yapılan bir saygısızlık olarak değerlendiriyorum.


Budanın ilk vaazını verdiği yer.

Varansasi’nin başka bir özelliği de Budistlerce de kutsal bir şehir kabul edilmesi.Şehre 10 km. kadar uzaklıktaki bir Budist merkezine giderek biraz da farklı kültür ortamına geçiyorsunuz. Burası Buda’nın Bodhgaya’da aydınlandıktan sonra ilk dersini verdiği yerdir. Budistler için en önemli dini merkezlerden biridir. Budist kral Ashoka burada bir çok Budist tapınak yaptırmış ve manastırlarda Budist öğreti verilmeye başlanmıştır.


Budist rahibe, bayanmış fotograf çektirdikten sonra öğrendim

akılnıza kötü bir şey gelmesin, hepsi bir birine benziyor.

Fakat burada şu an Budist olarak halktan kimse yok.Tanıştığımız Budist rahipler Seylan’dan gelme.Beraber resim çektirdiğimiz Budistin bir rahib değil de rahibe olduğunu sonradan öğrendim, çünkü hepsi bir birine benziyor.Fakat şu konuda takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum, başka tapınaklardaki resim çekme yasağı Budist tapınakların hiç birisinde yok

 

 

 

Kalküta Ganj nehrinin döküldüğü, batı Pencab eyaletinin başşehri.Tarihi eskilere dayanmıyor o açıdan Hindistan’ın diğer kesimleri gibi tarihi zenginlikleri yok.Batılıların uğradığı bir Liman kenti olarak tarihte yerini almış ve gelişerek bir ticaret merkezi durumuna gelmiş.Ganj nehri kıyısında , nehre girerek vaftiz olan Hindular görebilmeniz mümkün.


Ganj kıyısında yıkanarak vaftiz olan insanlar

Fakat ülkenin her yerinde olduğu gibi burada da sefalet hakim.Ülkede ulaşım çok ilginç arabalarla sağlanıyor.1940-50 ler de kullanılan araba modelleri bu gün hala yaygın olarak ülkede kullanılıyor.Resimde görülen otobüslerde yaygın olarak kullanımda.Tabi böyle bir arabayla şehirler arası yolculuk yapmaktansa trenle yolculuk yapmak çok daha iyi.


Hindistan’da ulaşım !. son model lüks bir otobüs görüyorsunuz !.

Hintliler çok iktisatlı insanlar, tutuğunuz taksi kırmızı ışıkta durdu mu yakıt sarfiyatı olmasın diye mutlaka kontak kapatıyor.Bir mağazaya girdiğinizde klima çalışmıyor ve ışıklar kapalı.Ancak müşteri geldiği zaman açılıyor. Kalküta’dan ganj nehrinden karşıya ulaşım ufak gemilerle yapılıyor.Biletleri dahi kullanılmış evrak kağıtlarının arkasına basmışlar.

 

 


Son durağım Bombay oldu, Kalküta’dan Bombaya trenle yolculuk 36 saat sürüyor, gardan merkeze indiğinizde ilk defa tüm Hind şehirlerinde farklı bir şehre indiğinizi görüyorsunuz.Bombay batılıların ve İngilizlerin ilk ayak bastığı şehirlerden.İngiliz mimarisine göre yapılmış görkemli binalar hemen dikkati çekiyor.


Bombay , felaket hareketli bir şehir.

Hindistan’da insanlar yaklaşık 750 dil konuşuyor. Anayasada resmen tanınmış 15 dil var. Resmi diller arasında İngilizce de var. İşin ilginç tarafı , sömürgecinin dili, farklı diller konuşan halkların anlaşabilmesinde en etkin olan dil. En okumuşundan "sokaktaki adam"a , herkes İngilizce’yle Hintçe dilini karıştırıp konuşuyor, İngilizce anadillerinden bir parça olmuş.

Kalküta’dan Bombaya tren yolculuğu sırasında çok az sanayi tesisine rastlıyorum.Bu nüfusa oranla çok daha fazla olmalıydı diye düşünüyorum.Ülke bir Çin gibi geleceğe dönük olarak da istikbal vaat etmiyor.Yinede Hindistan pazarıyla ilgili konularda görüşmek isteyenler bana ulaşabilirler.Edindiğim bilgiler ışığında onları aydınlatmaya çalışırım. 
 

Yılanlarla bir resim çektirelim dedik,adamlar yılanları bir attılar   boynuma ödüm koptu,nolur nolmaz ısırır, zehirler soguk hayvan her şey beklenir.

İstanbuldan 7 saatlik bir yolculuktan sonra Hindistana ulaştım. Aslında kafamda çok farklı bir Hindistan imajı vardı ama hava limanına adım attığım andan itibaren o imaj tamamen değişmeye başladı.



Hindistanda İlk tanıştığım Rikşalar oldu.

Rikşa ne diyeceksiniz ?. Rikşa ulaşımdaki en temel faktör.Hindistanda toplu taşımacılık pek gelişmemiş fakat tekli taşımacılık olabildiğince revaçta. Onun içinde trafik keşmekeş ve kargaşadan geçilmiyor.Hindistana her giden bir şekilde Rikşalarla tanışacaktır. Bunların da türleri var, Elle taşımalı olanlar, bisikletliler ve üç tekerlekli motorlular.Bu ülkeye gideceklere ufak bir uyarı ,adım attığınız andan itibaren her an sizi taşımak için saldırıya geçen Rikşa ordunun akınlarına hazır olun.

 

 

 
Burada az parayla krallar gibi dolaşabilirsiniz

arabalar biraz külüstür ama olsun !.

 

Fakat bunun güzel tarafı da sürekli ilgi odağı olmanız ve artık ulaşımda sürekli kullandığınız taksi türü dışında bir taşıtla taşınmanın zevkini duymanız.Rikşa taşımacılığı çok ucuz  fakat baştan pazarlık yaparsanız tabi.Şu konuda da uyarmak istiyorum komisyonculuk bir sektör olmuş.Rikşalar ek iş olarak sizi komisyon alabilecekleri satış yerlerine ve otellere götürüyorlar. 

Rüyalar ülkesi Hindistan ile tanışmam  Jaipur hava limanına başladı.Hava limanındaki rikşayla şehir merkezinde otellerin olduğu bir yere götürmesini istediğim halde, hep beni komisyon alabileceği şehir dışı ve pahalı otellere götürdü. Baktım olacak gibi değil şehir merkezinde bir yerde Rikşadan inip kendim otel aramaya başladım.Göz göre göre kazıklanacak halimiz
yok, biz öyle Avrupalı turistler gibi zengin değiliz. 

 
Jantar mantar rasathanesi

Size biraz Jaipuru anlatmak istiyorum:Hindistana gidenlerin mutlaka görmesi gereken bir yer Jaipur. Bu şehir Turistlerin uğrak yeri ,Maharaja sarayı ve Jantar Mantar rasathanesi, şehir müzesi, Ram Nıvas Bahçeleri,Hawa mahal (Rüzgar sarayı), 1728 yılına kadar başkentlik yapmış Amber Fort kale ve sarayı, Sheesh mahal,Jai Mahal ve Kali tapınağı görülmeye değer.,çevrede başıboş bir çok inek, domuz, fare, maymun görebilirsiniz.

 
Maharaja Sarayı

Hindistanın tamamını doğal bir hayvanat bahçesi olarak
düşünebilirsiniz. Bu şehirde dağlara fillerle çıkabilirsiniz Sokaklarda İnekler , domuzlar, maymunlar, fareler ve diğer canlılar hiçbir müdahale olmadan rahatça dolaşırlar. Onlara karışan olmaz. Bol miktarda rastladığımız farelere insanların tepki verdiğini görmedim.


Hayvanlar ve trafik

 


 

Merhaba bu yazımda size 14 gün süren  Hindistan gezimden kısa kesitler aktarmaya  çalışacağım. Hindistan bir milyar otuz milyon nüfusuyla ,Çin'den sonra en geniş nüfusa sahip gizemli bir ülke.Bir ülke hakkında kitaptan ne kadar okursanız okuyun boş,gidip bizzat yerinde görmek yaşamak o kültürün insanları ile bir arada olmak gerekiyor.Gitmeden evvel , gideceğiniz yer gözünüzde buğulu bir siluet.Fakat o topraklara ayak bastığınız andan itibaren perde aralanıyor ve o coğrafyayı olanca netliği ile görmeye başlıyorsunuz. 

 

Yılanlarla bir resim çektirelim dedik,adamlar yılanları bir attılar   boynuma ödüm koptu,nolur nolmaz ısırır, zehirler soguk hayvan her şey beklenir.

İstanbuldan 7 saatlik bir yolculuktan sonra Hindistana ulaştım. Aslında kafamda çok farklı bir Hindistan imajı vardı ama hava limanına adım attığım andan itibaren o imaj tamamen değişmeye başladı.



Hindistanda İlk tanıştığım Rikşalar oldu.
Rikşa ne diyeceksiniz ?. Rikşa ulaşımdaki en temel unsur. Hindistanda toplu taşımacılık pek gelişmemiş fakat tekli taşımacılık olabildiğince revaçta. Onun içinde trafik keşmekeş ve kargaşadan geçilmiyor.Hindistana her giden bir şekilde Rikşalarla tanışacaktır. Bunların da türleri var, Elle taşımalı olanlar, bisikletliler ve üç tekerlekli motorlular.Bu ülkeye gideceklere ufak bir uyarı ,adım attığınız andan itibaren her an sizi taşımak için saldırıya geçen Rikşa ordunun akınlarına hazır olun.

 

 

 
Burada az parayla krallar gibi dolaşabilirsiniz

arabalar biraz külüstür ama olsun !.

 

Fakat bunun güzel tarafı da sürekli ilgi odağı olmanız ve artık ulaşımda sürekli kullandığınız taksi türü dışında bir taşıtla taşınmanın zevkini duymanız.Rikşa taşımacılığı çok ucuz  fakat baştan pazarlık yaparsanız tabi.Şu konuda da uyarmak istiyorum komisyonculuk bir sektör olmuş.Rikşalar ek iş olarak sizi komisyon alabilecekleri satış yerlerine ve otellere götürüyorlar. 

Rüyalar ülkesi Hindistan ile tanışmam  Jaipur hava limanına başladı.Hava limanındaki rikşayla şehir merkezinde otellerin olduğu bir yere götürmesini istediğim halde, hep beni komisyon alabileceği şehir dışı ve pahalı otellere götürdü. Baktım olacak gibi değil şehir merkezinde bir yerde Rikşadan inip kendim otel aramaya başladım.Göz göre göre kazıklanacak halimiz
yok, biz öyle Avrupalı turistler gibi zengin değiliz. 

 
Jantar mantar rasathanesi

Size biraz Jaipuru anlatmak istiyorum:Hindistana gidenlerin mutlaka görmesi gereken bir yer Jaipur. Bu şehir Turistlerin uğrak yeri ,Maharaja sarayı ve Jantar Mantar rasathanesi, şehir müzesi, Ram Nıvas Bahçeleri,Hawa mahal (Rüzgar sarayı), 1728 yılına kadar başkentlik yapmış Amber Fort kale ve sarayı, Sheesh mahal,Jai Mahal ve Kali tapınağı görülmeye değer.,çevrede başıboş bir çok inek, domuz, fare, maymun görebilirsiniz.

 
Maharaja Sarayı

Hindistanın tamamını doğal bir hayvanat bahçesi olarak
düşünebilirsiniz. Bu şehirde dağlara fillerle çıkabilirsiniz Sokaklarda İnekler , domuzlar, maymunlar, fareler ve diğer canlılar hiçbir müdahale olmadan rahatça dolaşırlar. Onlara karışan olmaz. Bol miktarda rastladığımız farelere insanların tepki verdiğini görmedim.


Hayvanlar ve trafik

 

Merhaba bu yazımda size 14 gün süren
Hindistan gezimden kısa kesitler aktarmaya çalışacağım.Hindistan bir milyar otuz milyon nüfusuyla ,Çin'den sonra en geniş nüfusa sahip gizemli bir ülke.
Bir ülke hakkında kitaptan ne kadar okursanız okuyun boş,gidip bizzat yerinde görmek yaşamak o kültürün insanları ile bir arada olmak gerekiyor.Gitmeden evvel , gideceğiniz yer gözünüzde buğulu bir siluet.Fakat o topraklara ayak bastığınız andan itibaren perde aralanıyor ve o coğrafyayı olanca netliği ile görmeye başlıyorsunuz.

Bugün 4 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol